• Anasayfa
  • Hakkımda
    • Bilimsel Yayınlar
  • Meme Hastalıkları
    • Meme Sağlığı
    • Meme Başı Akıntısı
    • Meme Ağrısı
    • Meme Kanseri
    • Meme Kanseri Evrelemesi
    • Meme Kanseri Profilleri
    • DCIS
    • LCIS
    • Fibrokistik Meme
    • Fibroadenom
    • Laktasyonel Mastit
    • Duktal Ektazi
  • Genel Cerrahi
    • Tiroit Nodülleri
    • Anal Fissür
    • Hemoroidal Hastalık
    • Perianal Apse ve Fistüller
    • Safra Kesesi Taşları
    • Kasık Fıtığı
    • Göbek Fıtığı
    • Pilonidal Sinüs
  • BLOG
    • Kan Testi İle Kanser Tanısı Konabilir mi?
    • PRIMUM NON NOCERE
    • Pembe Kurdele – Pınk rıbbon
  • İletişim

     

logologo

logo

444 1 300

RANDEVU 

  • Anasayfa
  • Hakkımda
    • Bilimsel Yayınlar
  • Meme Hastalıkları
    • Meme Sağlığı
    • Meme Başı Akıntısı
    • Meme Ağrısı
    • Meme Kanseri
    • Meme Kanseri Evrelemesi
    • Meme Kanseri Profilleri
    • DCIS
    • LCIS
    • Fibrokistik Meme
    • Fibroadenom
    • Laktasyonel Mastit
    • Duktal Ektazi
  • Genel Cerrahi
    • Tiroit Nodülleri
    • Anal Fissür
    • Hemoroidal Hastalık
    • Perianal Apse ve Fistüller
    • Safra Kesesi Taşları
    • Kasık Fıtığı
    • Göbek Fıtığı
    • Pilonidal Sinüs
  • BLOG
    • Kan Testi İle Kanser Tanısı Konabilir mi?
    • PRIMUM NON NOCERE
    • Pembe Kurdele – Pınk rıbbon
  • İletişim

RANDEVU 

     

logologo

logo

444 1 300

  • Anasayfa
  • Hakkımda
    • Bilimsel Yayınlar
  • Meme Hastalıkları
    • Meme Sağlığı
    • Meme Başı Akıntısı
    • Meme Ağrısı
    • Meme Kanseri
    • Meme Kanseri Evrelemesi
    • Meme Kanseri Profilleri
    • DCIS
    • LCIS
    • Fibrokistik Meme
    • Fibroadenom
    • Laktasyonel Mastit
    • Duktal Ektazi
  • Genel Cerrahi
    • Tiroit Nodülleri
    • Anal Fissür
    • Hemoroidal Hastalık
    • Perianal Apse ve Fistüller
    • Safra Kesesi Taşları
    • Kasık Fıtığı
    • Göbek Fıtığı
    • Pilonidal Sinüs
  • BLOG
    • Kan Testi İle Kanser Tanısı Konabilir mi?
    • PRIMUM NON NOCERE
    • Pembe Kurdele – Pınk rıbbon
  • İletişim

     

logologo

logo

444 1 300

  • Anasayfa
  • Hakkımda
    • Bilimsel Yayınlar
  • Meme Hastalıkları
    • Meme Sağlığı
    • Meme Başı Akıntısı
    • Meme Ağrısı
    • Meme Kanseri
    • Meme Kanseri Evrelemesi
    • Meme Kanseri Profilleri
    • DCIS
    • LCIS
    • Fibrokistik Meme
    • Fibroadenom
    • Laktasyonel Mastit
    • Duktal Ektazi
  • Genel Cerrahi
    • Tiroit Nodülleri
    • Anal Fissür
    • Hemoroidal Hastalık
    • Perianal Apse ve Fistüller
    • Safra Kesesi Taşları
    • Kasık Fıtığı
    • Göbek Fıtığı
    • Pilonidal Sinüs
  • BLOG
    • Kan Testi İle Kanser Tanısı Konabilir mi?
    • PRIMUM NON NOCERE
    • Pembe Kurdele – Pınk rıbbon
  • İletişim
22 Şubat 2020 by admin Meme Sağlığı ve Hastalıkları

LCİS (Lobular Carcinoma İn Situ)

LCİS ne demektir?

Memedeki lobüllerin içerisinde anormal hücreler oluştuğunda ama anormal hücrelerin sadece lobüllerin içerisinde sınırlı kaldığı duruma lobüler karsinoma in situ denir.

Bu terim “karsinoma” sözcüğünü içerse bile meme kanseri demek değildir, bu nedenle kanser ile karıştırılmamalıdır. LCİS kadınların çoğunda menopozdan önce saptanan bir durumdur.

LCİS ve meme kanseri arasında ilişki var mıdır?

LCİS, DCİS gibi meme kanseri öncülü bir durum olarak değerlendirilmemekle birlikte, her iki memede de meme kanseri gelişmesi riskini artırdığı bilinmektedir. Bazı yayınlarda LCİS saptanan hastalarda bu lezyonun invaziv duktal karsinom veya invaziv lobüler karsinom ile ilişkili olabileceği bildirilmiştir. Bu nedenle LCİS saptanan kadınlarda özel tarama programları önerilmektedir.

LCİS saptanan kadınlar nasıl takip edilmelidir?

LCİS saptandıktan sonra kadınlar 6-12 ayda bir doktor muayenesi olmalı ve 30 yaşından sonra her yıl mamografi ve meme ultrasonu çektirmelidir. 25 yaşında başlamak üzere meme MR ile de takip de önerilebilir.

Meme kanseri gelişmesi durumunda takipteki hastada çok erken teşhis konulabileceği için tedavi çok başarılıdır.

LCİS saptanan hastalarda meme kanseri gelişmesi önlenebilir mi?

LCİS saptanan kadınların tamoksifen veya raloksifen isimli ilaçları kullanılmasının meme kanseri gelişme riskini azalttığı gösterilmiştir. Tamoksifen hem menopozdan önce, hem menopoz sonrasında kullanılabilir. Ancak raloksifen sadece menopoza girmiş kadınlarda kullanılmaktadır.

Her iki ilaç yan etkiler bakımından birbirinden farklılık gösterebilmektedir. Bu nedenle meme kanseri riskini düşürmek için ilaç kullanılması doktorunuzla birlikte tartışarak karar verilmesi gereken bir durumdur. Bu ilaçları kullanmanız sadece riski azaltır. Düzenli klinik muayene ve görüntüleme testleri her durumda yapılmalıdır. 

Meme kanseri gelişmesi riskini önlemek için başka seçenekler var mıdır?

Meme kanseri gelişme riskini önlemek için en radikal seçenek her iki meme dokusunun alınarak memenin içinin boşaltılmasıdır. Eskiden yaygın olarak önerilirken artık bu seçenek tedavi yönergelerinde yer almamakta, ilaç ile korunma önerilmektedir.

<- Anasayfaya dön


Yorum Yap Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Prev
Next
Prof. Dr. Deniz Böler
© 2020 Tüm Haklar Saklıdır.
Bu sitenin içeriği bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuza başvurunuz.