Hakkımda
Ziyaret ettiğiniz bu siteyi hazırlarken en zorlandığım sayfa “hakkımda” sayfası oldu.
Ne yazmalıyım? Nasıl yazmalıyım?
Sitesini ziyaret ettiğim doktor hakkında ne bilmek isterdim?
Tıp doktoru ünvanı almak için çalıştığım 6 yıl boyunca başarılı olup beyaz önlüğü giydiğim zaman bunun bir meslek olduğunu sanıyordum. Yanılmışım. Doktorluk bir “iş”in, mesleğin çok ötesinde bir anlam taşıyormuş. Anladım ki doktorluk bir yaşam biçimi, devamlı öğrenme ve öğretme hali. Doktorluk hayatımızı kazanmanın yolu olduğu kadar hayatımızın anlamı ve devam etme nedeni. Doğumun ve ölümün tanığı olmak, hasta ile mezar arasında durmak: Çok ağır bir yük ve çok ayrıcalıklı bir iş.
Doktor sözcüğü Latince’de “docere” yani öğreten, öğrenci yetiştiren anlamına gelir. Hekim ise Arapça “hkm” kökenli olup hüküm veren, doğruyu yanlıştan ayırabilen kişidir ve bizim coğrafyamızda doktor ile eş anlamlı olarak kullanılır. Cerrah Arapça kökenlidir ve yaralama, kesici bir aletle bedeni kesme anlamına gelen “cerh” sözcüğünden türemiştir. Oysa, Fransızca’da cerrahi anlamına gelen “chirurgie”, antik Yunanca kökenli olup “el becerisi ile yapılan iş” demektir.
Doktor mu, hekim mi? Elleriyle yaralayan mı, el becerisiyle şifa veren mi? Bence bunların hepsi ve daha fazlası. Hippocrat’ın dediği gibi temelinde insan sevgisi olan sanatla bilimin buluşma noktası.
Toplumda hekimlerin, özellikle cerrahların duygusuz insanlar olduğu ya da duygularının köreldiği düşünülür. Doktor ve hasta karşı taraflarmış gibi görülür. Oysa doktor ile hasta arasındaki ilişki karşılıklı değil yan yanadır. İster günlük bir muayenede kısa bir süre, isterse uzun bir tedavi süreci söz konusu olsun doktor, sadece tanı koyan, tedavi eden değil; hastanın yürüdüğü yoldaki en güvenilir yol arkadaşı, onu destekleyen, elinden tutandır. Bazen hastanın kendisine, bazen de yakınlarına rağmen onu bırakmamakta ısrar edendir. Bunu yaparken duygularıyla aklını dengede tutmaya çalışan, karar verme sürecinde kesin ve etik davranabilendir. Beklenmeyen durumlarda bile tereddüt etmeden karar verip bunu uygulamaya koyabilen ve bunun sorumluluğunu yüklenendir. Bunu yapabilmek için de her zaman gelişmeleri takip etmesi, yeniliklerden haberdar olması, bunları uygulayarak hastalarına daha iyisini sunması gerekendir.
Duygu, akıl ve sanat birlikteliğindeki bu meslekte her hekimin bir tarzı ve ilgi alanı vardır. Bu alanı bazen sen seçersin, bazen alan seni seçer. Kanserle yüklü genetik mirasım, birinci dereceden tattığım kanserli hastaların yakını olma hali, babamdan bana geçen resim sevgisi ve kediyi öldüren o doymak bilmez merakım da benim tarzımı oluşturdu. Özel ilgi alanım meme kanseri tanısı, tedavisi ve cerrahisi. Meme cerrahisi konusunda Avrupa Meme Cerrahisi Kurulu tarafından değerlendirme sonucu verilen sertifikaya hak kazandım.(Qualification certified by European Board of Breast Surgery). Minimal invaziv cerrahinin ise hayatımda ayrı bir yeri var. Her yeniliğe açığım. Israrcı olduğum tek konu var: Kanıta dayalı tıp ve etik değerlere bağlı uygulama.
Her hastanın tıbbi bilgisine ve kişisel yaklaşımlarına güvendiği, yanında kendini iyi hissettiği, aynı dili konuştuğu doktoru bulması gerektiğine inanıyorum. İkinci görüşler, konsültasyonlar, meslektaşlarımla bilgi paylaşımını kendi gelişimim, bildiklerimi başkalarının da kullanımına sunmam açısından olduğu kadar, hastamın kendini güvende hissetmesi bakımından da çok önemli buluyorum. Uluslararası ve ulusal kongreleri takip ediyor, bilgi birikiminin paylaşılması, aktarılması ve yeni hekimlerin yetişmesi sürecini çok önemsiyorum. SENATÜRK (Senoloji Akademisi) araştırma kurulu üyesiyim. Halen aktif olarak diğer merkezlerdeki meslektaşlarımla ulusal ve uluslararası çalışmalar yürütmekteyim. Bilimsel yayınlarıma ve yayınlarımın kaynak gösterildiği yazılara (atıflara) aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Ayrıca merak edenler için;
Doğum yerim: Denizli
Doğum tarihim: 1972
Mezun olduğum lise: İzmir Bornova Anadolu Lisesi
Mezun olduğum tıp fakültesi: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İngilizce Tıp
İhtisas aldığım kurum: İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
Klinik tecrübem: Acıbadem Bakırköy Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü (2005-17)
2011-17 yılları arasında ders verdiğim üniversite: Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
Merhaba,
Öncelikle yaşınızı öğrenmek isterim. Ayrıca annenizin tanı aldığındaki yaş ve teyzeniz de eğer kanser nedeniyle ameliyat olduysa onun da yaşı önemli. Hem anne, hem teyzenizde meme kanseri olduğunu düşünürsek artmış risk grubundasınız ama bu sizin mutlaka kanser olacağınız anlamına gelmiyor. Öncelikle sağ olan akrabanıza (teyzenize) genetik test yapılması ve pozitif gelirse size de yapılarak sonucun genetik danışmanlıkla yorumlanmasını öneririm. Eğer genetik testiniz negatif çıkarsa o zaman hayat boyu meme kanseri riski belirleme araçları kullanılarak riskinizin hesaplanması ve eğer % 15 ‘ten büyük ise hem mamografi hem de MRI ile takip edilmeniz uygun olacaktır. % 15’da düşük riskler için MRI’ın her yıl yenilenmesi tartışmalı bir konudur. Sizin bundan sonrası için güvendiğiniz bir hekimle yakın takibe devam etmeniz uygun olur.
Meme ağrılarına gelince, bu pek çok kadında ortaya çıkabilen bir durumdur ve kanser ile doğrudan ilişkisi genellikle yoktur.
Meme estetiğinden kasıt memeye protez konulması (kas altına) ise, kanser riskini artırmaz. Eğer meme küçültme ve dikleştirme işlemini kastediyorsanız, ameliyatın doğrudan kanser riskini etkilediğine dair veri yoktur, ancak iyileşme dokusu meme görüntüleme bulgularında ortaya çıkan değişiklikleri yorumlamayı zorlaştırabilir.
Sağlıklı günler dilerim.